Bireysel çalgı, şan ve bale eğitimlerinin tamamlayıcısı olarak nitelendirebileceğimiz “korrepetisyon (eşlik)” olgusu her zaman üzerinde durulması, değer verilmesi, ötelenmemesi gereken işimizin en önemli parçalarından biridir. Bir piyanist gözünden, tamamlanan değil, tamamlayan taraftaki kişi olarak sizlerle görüşlerimi paylaşacağım. Öncelikle belirtmek isterim ki piyano bireysel çalgı kategorisinde sadece konçerto (orkestranın eşlik etmediği, iki piyano çalınması gereken durumlarda) icralarında korrepetisyon ihtiyacı duyar. Şan ve bireysel çalgıların (piyano hariç) korrepetisyon partileri armonik ve ritmik olarak müziği tamamlayan bir yapılanmadadır (Solo eserler mevcuttur, her eser eşlikli çalınmaz). Bale ve müzik ise birbirinin ayrılmayan parçaları gibidir. Balede korrepetisyon özellikle ritmik algıyı ortaya koyması bakımından önemli bir yer kaplamaktadır ve yine bale eşliğinde piyanistin doğaçlama yapmaya yatkın olması göz ardı edilmemesi gereken ve istenen bir özelliktir. Tüm alanlarda ne kadar önemli olduğu aşikâr…
Şimdi de işin uygulama kısmından biraz bahsedelim. Akademik hayata atılmaya karar veren ve akademik kurumlarda çalışmaya başlayan piyanistler öncelikle korrepetitör olarak, ilgileri olan ya da gereklilik duyulan alanlarda korrepetisyon derslerine girmeye, bu işin inceliklerini öğrenmeye başlarlar. Bu süreçte bir öğretmen ve yol gösterici olarak eşlik ettikleri öğrencinin de sorumluluğunu üzerlerine aldıklarından, her zamankinden daha çok hakimiyet gerektiren bir pozisyonda bulunurlar. Bu durum o pozisyondaki kişiyi daha iyi deşifre yapmaya, hızlıca yeni eserler öğrenmeye, müziği daha iyi okumaya, aynı anda müzik yapabilmek adına eşlik ettiği öğrencisini pür dikkat dinlemeye ve ona kusursuz şekilde eşlik edebilmek için müzikal bir esneklik içinde olmaya teşvik eder. Öğrenciliğin yeni bittiği ilk zamanlarda bulunulan bu ortam ve alınan sorumluluk, kişiyi daha iyi müzisyen olmak için adeta işler. Tabii ancak emek verilen boyutta…
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak yukarıda çizmiş olduğum çerçevede çok şey öğrendiğimi, kendimi müzikal anlamda ciddi boyutta beslediğimi söylemeliyim. Öğrenmiş olduğum repertuvar sayesinde yurt içi ve yurt dışında pek çok önemli müzisyenle konser verme ve ustalık sınıflarında korrepetisyon yapma şansına sahip oldum. Böylece dünyanın pek çok yerinden farklı farklı müzisyenlerin fikirleriyle tanışma, yeni eserler öğrenme, öğrenmiş olduğum eserlerin piyano repertuvarındaki yansımalarını keşfetme, üflemeli bir çalgıyla (özellikle üflemeli repertuvarı üzerine ciddi bir çalışmam oldu) piyano arasında müzikal kurgu, cümleleme, birliktelik, nefes kullanımı bakımından bağ kurma gibi kendi çalgıma (piyano) da katkı sağlayan bilgiler edindim. Yani adeta müzisyen olarak büyüdüm. Düşünün ki 3 gün içerisinde 25-30 kişiyle farklı eserler çalıyorsunuz. Böyle bir deneyim size nasıl yeni şeyler katmaz? Gerek kondisyon gerek müzikal gerek de kişisel kazanımlar bakımından çok değerli bir durum.
Bu perspektifte deneyimlerimi anlatıyorum ki mezun olduktan sonra kurumlarımızda korrepetitör olarak görev alan genç piyanistlerimiz aslında nasıl değerli bir iş yapmaya başladıklarını bir kez de benden duysunlar. Sıkı sıkı sarıldıklarında nasıl kazanımlar elde edeceklerini bir kez daha fark etsinler. Onlara özellikle tavsiyem, ilgileri doğrultusunda belli çalgıların repertuvarlarını öğrenmeleri ve bu konuda uzmanlaşmalarıdır. İşlerinin ehli kişiler her zaman tercih edilirler.
Korrepetisyon yapmak ötelenecek, değersiz hissettirilecek bir iş değildir. Belki de kurumlarımızda bunun üzerine daha çok düşünülmesi, gençlerimizin cesaretlendirilmesi, zorunda oldukları için değil, mesleki anlamda ve müzikal olarak ciddi boyutta kazanımlar getirmesi bakımından bu işe özendirilmeleri gerekir. Ayrıca önemli repertuvarlar edinmiş deneyimli öğretmenlerimizin de korrepetisyon derslerine devam etmeleri, gençlerimize örnek olmaları, deneyimlerini paylaşmaları ve belki verecekleri derslerle onlara izleyebilecekleri yolu çizmeleri çok kıymetlidir.
Akademik bir kurumda göreve başlayan genç piyanistlerin yürüyeceği bu yolda yapılan işin kıymetine önem vermek adına yazmış olduklarım umuyorum yol açıcı olacaktır. Amacım kazanımları ortaya koyarak, kimileri tarafından hissedilen ya da hissettirilen bu işin (korrepetisyon) zaman kaybı olduğu düşüncesini çürütmeye çalışmak…
Yorumlar